GERÇEKLER ACIDIR ve ACITIR ÖLÜM DÖŞEĞİNDE SON DUA 06 Ocak 2025, 23:12
Rauf Denktaş”ın ölüm döşeğindeki son duasını Günboyu Gazetesinden Fatih Ergin köşesinde kaleme aldı.
GERÇEKLER ACIDIR ve ACITIR
ÖLÜM DÖŞEĞİNDE SON DUA
Rauf Denktaş”ın ölüm döşeğindeki son duasını Günboyu Gazetesinden Fatih Ergin köşesinde kaleme aldı.
Günboyu Gazetesi yazarı Fatih Ergin’in “Rauf Denktaş”ın ölüm döşeğindeki son duası” başlıklı yazısı şu şekilde: Gerçekler
TV'lerin O'nun ölüm haberini son dakika olarak geçtiğini gördüğümde, ''Şimdi Atatürk cennette onu, hoş geldin evladım Rauf diyerek karşılamış ve alnından öpmüştür.'' diye düşünmüştüm.
Elbette Kıbrıs Türklüğü'ne kurulacak tuzakları bundan sonra kim bozacak diye kaygıyla karışık…
Bir yazıya sığmayacak kadar büyüktü O.
Büyük bir devlet adamı, büyük bir diplomat ve her şeyden önce adanmış bir ömür ve direnişin Türkçe adıydı. Çünkü O, beş bin yıllık muhteşem Türk tarihinin şan ve şeref katındaki yerini hayattayken almış Rauf Denktaş idi…
Dr. Fazıl Küçük’ ten devralıp 21.yüzyıla taşıdığı haklı mücadelesinde ne yazık ki 2000’li yıllarda yalnız bırakıldı…
‘’Annan Planı’’ adlı Birleşmiş Milletler tuzağı, Kuzey Kıbrıs Türküne karşı kurulduğunda, Rauf Denktaş New York’ta açık kalp ameliyatı olduğu hastanedeydi.
Ameliyat sonrası iyileşme süreci uzun sürmüştü. Oysa “Bir hafta içerisinde seni geri göndereceğiz” demişlerdi Denktaş’a. Zaten ameliyat olayı da ansızın çıkmıştı.
Denktaş kendisine kurulan kumpası anlamış ve “Ben bu oyuna nasıl geldim” diyerek eşi Aydın hanıma “Beni evime götür, öleceksem evimde öleyim” diye yalvarmıştı.
Hasta yatağında olduğu o günlerde Denktaş’a Annan Planı’nı kabul etmesi yönünde hem Türkiye’deki iktidar sahiplerinden hem de uluslararası toplumdan organize bir baskı yapılıyordu.
New York’ta ameliyattan çıkmış Denktaş’a karşı küresel bir psikolojik savaş “Mister No” sloganı ile başlatıldı.
Küresel psikolojik saldırının önünde tek başına bırakılan Rauf Denktaş bu süreçte, ‘’bu sorun bir an önce çözülmeli‘’ diyerek Annancı tavır alan, daha okumadıkları Annan Planı’na karşı televizyon ekranlarında övgüler yağdıranlara karşı da mücadele vermek zorunda kaldı.
Denktaş’ın hastanedeki odasını adeta bir daireye çevirerek, bir bölümünü yazıhane gibi yaptılar.
Hasta yatağından zorla kaldırarak Annan Planı’nı imzalasın diye masaya oturtuyorlardı. Direniyordu Denktaş! “İmzalamam, imzalamayacağım” diyordu…
İki ay sonra adaya döndüğünde zayıf ve bitkindi. Rahatsızlığı tam anlamıyla geçmemişti.
Bu sefer tedavi için Ankara’ya gidecekti. Aklında yine Annan Planı vardı. Ankara’daki hastane sonrası “Çankaya köşkünde “süren tedavisi esnasında bir gece uyur vaziyette şahadet getirdiği duyulacaktı.
Ve şöyle diyecekti yine uyur vaziyette; ”Allah’ım! Eğer Kıbrıs Türk’ü yok olacaksa bana bunu gösterme. Canımı al ve kurtar beni.”
O sırada yanında refakatçi olan kızı Ender sessizce ağlayarak dinliyordu babasını…
Ankara’daki tedavisinden sonra da yine mücadelesine devam edecekti.
Ama Artık Türkiye’de bu koca Türk’ü kovmaya kalkabilen bir iktidar vardı ve Denktaş bu dönemde mücadelesini yazılı ve görsel basında kendisine kalan kısıtlı alana taşıyıp, Türk milletine seslenmeye devam etti…
Onun diplomatik bir deha olması ve kararlı duruşu Annan Planı’nın iki kez değişmesine sebep oldu.
Karşısındaki Karen Fogg’un çocukları, İçimizdeki İrlandalılar ve “Yes be Annemciler” ise adeta yaylım ateşine tutar gibi parselledikleri köşelerinden, çıkarıldıkları ekranlardan Denktaş’ın itibarını hedef alıyorlardı…
Emir öyleydi .”İTİBARSIZLAŞTIRIN”
Bu “görevli” gazetecilerden bazıları, cahillerin desteklediğini söyledikleri Denktaş’ın durduğu noktaya yıllar sonra “AB bizi kandırdı” diyerek geleceklerdi.
Mücadelesinin, fikirlerinin zaferini hayattayken görme bahtiyarlığını yaşayan Rauf Denktaş, kurduğu devletin bayrağı altında hayata gözlerini yumdu
Uzun lafın kısası; milletler kahramanları ile yaşar!
Kolay kolay kahramanların ortaya çıkmadığı bir çağa damga vurmuş, Kıbrıs sularında atalarımızın destan iniltilerinin susmasına izin vermemiş bir kahramandı Rauf Denktaş.
Bu kahramanın 88 yıllık ömrünü vakfettiği mücadelesine dahi saygı göstermeyip, ona ‘’statükocu‘’diyen zihinler, onu ‘’Mister No‘’ diyerek karalamaya çalışanlar ve ‘’Yes Be Annemciler’’ kaçınılmaz sonları olarak unutulmuşluğu ve hiçliği yaşarken, onun adı yaşıyor ve daima yaşayacak.
Şimdi ,ya sonrası diyerek .
O, Türk tarihine dikilmiş nice muazzam abidelerden biriydi. O, anlı şanlı Rauf Denktaş’tı, Türklüğün şan ve şeref sayfalarına Kıbrıs destanını yazdı.
Ve sonra; Oğuz Han’ın otağına girip, Mete’nin, Atilla’nın, Kürşad’ın, Alparslan’ın, Fatih’in ve Mustafa Kemal’in yanında yerini aldı… Ey Türk evladı, kendini O’nun gibi ada!
Toros ‘a rahmetle…
Kaynak Yeniçağ: “Yes be annem referandumu” zamanında Türkiye'den azarlanıp gönderilen Rauf Denktaş'ın “Çankaya köşkünde” süren tedavisi esnasında ,ölümle burun buruna geldiği O günlerde,verdiği yaşam savaşı esnasında,ameliyat sonrası ,Halkını ilk kez “Annan Planı ” mitinglerinde TV de izlerken,neler olabileceğini hissetmiş ve bu benim halkım mı sorusu ardından “beni odama götürün “diyerek ,olacakları bilircesine ,ölüm döşeğindeki son duasını şöyle ifade etmişti .”Kıbrıs Türk Halkı yok olacaksa ,canımı şimdi al bana gösterme”
ve meydanlarda onun için çağırılan Azrail i ,en nihayetinde yenmiş ve Halkının isteği doğrultusunda makamından kalkmış ve son beş yılını da sivil olarak ,nasıl yanlışlar yapıldığını izleyerek geçirdiği yıllarını ,Halkına O makamdan ayrılırken dahi veda etmesine olanak tanımamışlara bıraktı kurduğu Devlet i .
Duası boşa değildi .Çünkü neler olabileceğini O günlerde bilerek ,Eğer Kıbrıs Türk Halkı yok olacaksa,şimdi canımı al ve kurtar beni diyebilecek kadar emindi bundan .Milletler illa ki topla tüfekle değil ,gözle görülür şekilde planlanmış binbir oyunlarla da yok olabilirdi.İkaz ettiği her şeyi gözardı edenler ,O günlerde ve şimdilerde neler olduğunu ancak sonradan anlayabilecekler .
Sanırım ölüm döşeğindeki hiç kimse değil böyle bişeyi dilemek,sağlığında bile böyle bişeyi dilemez .Dualar ya kendileri için ya da Aileleri için yapılabilirdi.
Ama Onun tek bir yürek atışı vardı .
Vatanı ve Halkı .Çünkü O bir Liderdi .Ve bu sonradan olabilecek bişey değildi elbet. olsa olsa doğuştandı .
Kendi halkını kışkırtanların,yalanlarla kandıranların karşısında asla eğilmemiş cesur ve karşılarında dimdik durabilen bir yüreğe sahipti .Bunu bilenler hala bu gün onun ruhundan dahi korkanlardır .
Gerçekler ACIDIR ve ACITIR.
mekanı cennet Ruhu şad olsun .
DIĞER HABERLER
-
DEVLET KURAN SON TÜRK BELGESELİ 13 OCAK'TA YAYINDA
06 Ocak 2025, 23:40 -
GERÇEKLER ACIDIR ve ACITIR ÖLÜM DÖŞEĞİNDE SON DUA
06 Ocak 2025, 23:12 -
Denktaş Vakfı olarak KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Sayın Olgun Amcaoğlunu ziyaret ettik.
22 Ocak 2024, 17:44 -
Mormenekşe Çağdaş Kadınlar Derneği'nden Rauf Denktaş’ın Kabrine Ziyaret
22 Ocak 2024, 17:27 -
TOROS 100 YAŞINDA
22 Ocak 2024, 17:22 -
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin Lefkoşa'da
22 Ocak 2024, 17:18 -
Konya Selçuk Üniversitesinden Ziyaret
22 Ocak 2024, 17:14 -
Vefatının 12. yıldönümünde Rauf Raif Denktaş’ın anıtına çelenk sundular.
22 Ocak 2024, 17:10