19 Şubat - 22 Mart 2004 Anılar, Değerlendirmeler ve Belgelerle Müzakereler 23 Ocak 2024, 17:53
New York'ta bize dayatılan görüşme metodunu daha önce bir buçuk yıl reddetmiştik. Ama bir buçuk yıl sonra Türkiye kabul edebilir düşüncesine geldiğiveya getirildiği için New York'a gitme kararı alındı. New York'a gelen Türkheyetinin bizden istemi "ne olursa olsun New York'ta görüşmelerin kesilmemesi,Lefkoşa'ya nakledilmesi" idi. Bu şartlar altında bulduğumuz formül dörtlü görüşme ve son sözü söyleme konusunda Türkiye ile Yunanistan'a da görev vermekti. Ankara'ya soruldu ve bize bunun tüm ilgili taraflarca kabül edildiğibildirildi. Ancak uygulamada buna uyulmadı. Yunanistan ve Rumlar dörtlütoplantı'dan kaçındı. Son söz yine Genel Sekreter'e kaldı ve 9 bin sayfalık paketle karşı karşıya bırakıldık. New York'a Türk hükümeti ile "olmazsa olmazlar"ın sonuna kadar korunacağı hususunda mutabık kalarak gittik. Bu "olmazsaolmazlar" arasında "Genel Sekreter'in mutlak hakemliği" de vardı. AncakNew York'ta, her iki taraf da Genel Sekreter'in son sözü söyleme hakkınakarşı çıktığı halde, Genel Sekreter "hakemliğini kabul etmediğimiz takdirde,görüşmelerin sona ereceğini" açıkladı. Meğer Davos'ta Türk hükümeti kendisine"hakemliğinin kabul edileceğini" söylemiş. Bunu sonradan öğrenecektik.
Ben baskıyla kabul edilen bir metodun bizi hak yoluna ve şerefli bir sonucagötürmedeki zorlukları söylemek zorundaydım. "Metodu kabul ettim, mahkumaoldum" demek değildi. Metodun kabul edilmesinin bir diğer nedeni de bizimiçin çok önemli olan derogasyonların kabul edileceği yönünde verilen sözlerdi.Ama ne var ki, daha sonra verdikleri bu sözü unuttular ve yerine getirmediler.
Benim Türkiye'ye verdiğim söz New York'a gitmek ve orada ipleri koparmamaktı. Türkiye'ye verdiğim sözü yerine getirdim, görüşmeleri New York'tanaKıbrıs'a taşıdım. Lefkoşa'da iyi niyetle ve Türkiye ile anlaşarak, Türkiye iletam bir işbirliği içerisinde taleplerimizi ileri sürdük. Bunlar makul taleplerdi.Olmazsa olmazlarımızı hafifleterek ileri sürdük. Her türlü anlaşmaya açık olmayacaktık ama anlaşma için de herşeyi kabul edecek değildik. Bütün iyi niyetimize rağmen Rumlar herhangi bir açılım yapmadılar ve yapmak niyetindede olmadıklarını gösterdiler.
Rauf R. DENKTAŞ